31 Ocak 2011 Pazartesi

Ahh Özlem ahhh ...

Dün akşam için, klasik pazar akşamı planı yapmıştım kendime. Üçlü koltuğa uzan, "Yok Böyle Dans" programını aç, sehpaya abur cuburları koy, bir yandan ye, bir yandan izle yorum yap vb.

Ben tam yemek hazırlarken saat 18:30 civarı Özlem aradı : "Nihal, tiyatro varmış,saat 20 de başlayacakmış, gidelim mi? Tamam gidelim. -19.30 da buluşuruz. - Ok

19.10 de Özlem aradı "Nihal, çok kalabalıkmış, erken gidelim, ben birazdan çıkarım"
Elim ayağım birbirine karıştı.Bir şekilde hazırlanıp çıktım.Tiyatro salonuna bir gittik,salonun yarısı boş.Adamakıllı yemek yiyemediğime mi yanayım, boş salonda yer tutmak için koştura koştura evden çıkmama mı? Hava da nasıl soğuk anlatamam.

Neyse salona yerleştik.Bir de ne öğrenelim(Özlem de o anda öğrendi, ben de) ilköğretim öğrencilerinin hazırladığı bir oyunmuş, bir de kötü bir oyundu ki, ne oyunu olduğunu bile bilmeden gittiğimize mi yanayım, o soğukta sıcacık evde oturup keyif yapamadığıma mı?

Anlayacağınız yanacak çok nedenim oldu, o oyuna gitmekle :)))

Sanat aşkıyla yanıp tutuşuyoruz yaa, tiyatro der demez atladık ne olduğunu bilmeden :)))

Şunu farkettim o akşam;

1) Lüleburgaz'daki her gösteriden bir şekilde haberim oluyor, hiçbir şeyden geri kalmıyorum.
2) Gösterinin ne ile ilgili olduğunu tam olarak öğrenmem gerekiyor, yoksa çok pişman olabiliyorum :)))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İŞTE, MÜKEMMEL BİR VİDEO....